Geçen hafta İngiltere’de başlayan şiddet olayları, sosyal medya platformlarının rolünü tekrar gündeme getirdi. Başbakan Sir Keir Starmer, Facebook, X ve Snapchat gibi platformların sahiplerine seslenerek, “Çevrimiçi ortamda kışkırtılan şiddet suçtur ve sizin platformlarınızda gerçekleşiyor,” diyerek uyarıda bulundu.
Ancak bu uyarılara rağmen, sosyal medya devleri harekete geçmedi. Hatta olaylar ülke genelinde yayılırken, durum daha da kötüleşti. Southport’taki cinayetlerle ilgili yalan haberler, isyanları tetikledi ve beslemeye devam etti.
Geleneksel medya sıkı kurallara tabi olurken, sosyal medya platformları tehlikeli içerikler için sorumluluk almıyor. Facebook’un toplumsal huzursuzluğu körüklediği defalarca gösterilmesine rağmen, şirket yetkilileri bu iddiaları reddediyor.
Polis, sosyal medyada planlanan daha fazla ayaklanma tehlikesine karşı 6.000 polisi göreve çağırdı.
Uzmanlar, sosyal medya şirketlerinin yayıncı gibi davranıp sorumluluk almadığı dönemin sona ermesi gerektiğini vurguluyor. İngiltere hükümeti, bu platformların daha sıkı denetlenmesi ve yalan haber yayılmasının önlenmesi için somut adımlar atmalı.
Bu durum, dijital çağda bilgi akışının kontrolü ve toplumsal huzurun korunması arasındaki hassas dengeyi bir kez daha gözler önüne seriyor.